Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Din sosyolojisi, dini kurum ve dini yapılanmaları, dini temalarla toplumsal yapı arasındaki ilişkileri ve dinin toplum, toplumun din üzerindeki etkilerini araştıran bilimsel bir disiplindir. Din sosyologları toplumun din üzerinde dinin toplum üzerindeki etkilerini bir başka deyişle toplum ve din arasındaki diyalektik ilişkiyi açıklamaya çalıştır.
Sosyolojinin diğer ünlü simalarından biri olan Marks'a gelince din sosyo-ekonomik faktörlerin epifenomeni (gölge olgu)dir. Marks için de din esasen bir işleve sahiptir. Kendi emeğine yabancılaşmış toplumsal sınıfların bu yabancılaşmayı aşmak için ürettiği bir şeydir ancak yabancılaşmanın asıl kaynağını gözden uzaklaştırdığı ve yönetici sınıfın yönetilenler üzerindeki baskısının bir aracı haline geldiği için olumsuzluklar taşımaktadır.
Din sosyolojisinin sistematik bir bilim dalı haline gelmesini sağlayan Max Weber ise Dilthey ve Rickert'den gelen manevi bilimler akımına bağlı anlayıcı sosyoloji geleneği içinden dine bakar. Ona göre din sadece bir sonuç değil aynı zamanda toplumsal olguların belirli bir biçimde düzenlenmesini sağlayan bir zihniyet biçimidir.
Din sosyoloğu Prof. Dr. Ünver Günay'ın tespitleriyle;
"Din sosyolojisi genç bir bilim dalıdır. Bağımsız bir ilmî disiplin olarak onun varlığının yüzyıldan daha gerilere gitmemesi, bu alandaki sistematik çalışmaların azlığını da beraberinde getirmiştir. Sistematik bir ilmî disiplin olarak bu bilim dalının ülkemiz düşünce tarihi ve bilimsel araştırma geleneği içindeki varlığı ise daha da yenidir. Bu bakımdan ülkemizde din sosyolojisi ile ilgili literatür de çok daha sınırlıdır. Gerçi, bu bilimin özellikle İlâhiyat Fakültelerimizde önce kürsü, sonra bilim dalı ve en son olarak da anabilim dalı şeklinde yer alması, hususiyle İlâhiyat çevrelerinde bu alana duyulan ilgiyi arttırmıştır. Bununla birlikte, literatür noksanlığının, bu ilginin sistematik bir bilimsel düşünce ve araştırma geleneğine dönüşmesinde en büyük dezavantajı oluşturduğu muhakkaktır. Her şeyden önce din sosyolojsinin, modern ve sistematik din bilimleri arasında, din olaylarına, dinamik bir bilimsel perspektiften hareketle deneysel sosyolojik bir yaklaşım zihniyetini içermekte oluşuna karşılık, ülkemizde onun genellikle konunun üstatlarının klâsik eserlerine dayalı nakilci ve spekülâtif bir bilgi yığını şeklinde anlaşılması ve özellikle İlâhiyat bilim geleneğinin teorik temayülü, bu alanın ansiklopedik bir bilgi birikimi şeklinde addedilmesi eğilimini de beraberinde sürüklemiş olmalıdır." (Din Sosyolojisi, İnsan Yayınları, İstanbul 2005, s.11) manyetiktir.
Tarih: 2013-12-25 22:00:00 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Din Sosyolojisi Nedir
Bu Yazıda Neler Var:
Din Sosyolojisinin Tarihsel Gelişimi
Din Sosyolojisi (Sociologie de la Religion) terimi ilk olarak Emile Durkheim tarafından Annee Sociologique (Sosyoloji Yıllığı) dergisinin 1899'da yayınladığı bir sayısındaki yazısında kullanılmıştır. Bunun dışında Durkheim'ın Dini Hayatın İlkel Şekilleri (Formes Elementaires de la Vie Religieuse) adlı daha sonraki Din Sosyolojisi disiplininde çok önemli yeri olan sosyoloji perspektifinden dini hayatı ele aldığı bir eseri bulunmaktadır. Durkheim bu eserinde dinin toplumsal hayattaki işlevini vurguluyor ve toplumun kollektifliğinin bir yansıması olarak dinin toplumsal unsurları bir arada tutan işlevine vurgu yapıyordu. Durkheim'in din anlayışının ateist veya agnostik olduğu belirtilir. Ancak onun için dinin nihai olarak doğru olup olmadığı önemli değildir. İşlevi olan bir kurum canlılığını sürdürür aksi takdirde ya yok olur ya yeni bir biçime bürünür.Sosyolojinin diğer ünlü simalarından biri olan Marks'a gelince din sosyo-ekonomik faktörlerin epifenomeni (gölge olgu)dir. Marks için de din esasen bir işleve sahiptir. Kendi emeğine yabancılaşmış toplumsal sınıfların bu yabancılaşmayı aşmak için ürettiği bir şeydir ancak yabancılaşmanın asıl kaynağını gözden uzaklaştırdığı ve yönetici sınıfın yönetilenler üzerindeki baskısının bir aracı haline geldiği için olumsuzluklar taşımaktadır.
Din sosyolojisinin sistematik bir bilim dalı haline gelmesini sağlayan Max Weber ise Dilthey ve Rickert'den gelen manevi bilimler akımına bağlı anlayıcı sosyoloji geleneği içinden dine bakar. Ona göre din sadece bir sonuç değil aynı zamanda toplumsal olguların belirli bir biçimde düzenlenmesini sağlayan bir zihniyet biçimidir.
Türkiyede Din Sosyolojisi
Türkiye'de din sosyolojisi sosyolojinin girişiyle birlikte olmuştur. Ziya Gökalp Durkheimci bir sosyoloji anlayışını Türkiye'ye taşıdığı gibi din sosyolojisi alanında Türkçede ilk metinleri kaleme alan kişi olmuştur. Daha sonra din sosyolojisi alanında Türkçedeki ilk kitap Hilmi Ziya Ülken tarafından Dini Sosyoloji adıyla kaleme alınmıştır. Türkiye'de din sosyolojisi alanında Weberyan çizgiyi iktisat bilimci Sabri Ülgener temsil etmiştir.Din sosyoloğu Prof. Dr. Ünver Günay'ın tespitleriyle;
"Din sosyolojisi genç bir bilim dalıdır. Bağımsız bir ilmî disiplin olarak onun varlığının yüzyıldan daha gerilere gitmemesi, bu alandaki sistematik çalışmaların azlığını da beraberinde getirmiştir. Sistematik bir ilmî disiplin olarak bu bilim dalının ülkemiz düşünce tarihi ve bilimsel araştırma geleneği içindeki varlığı ise daha da yenidir. Bu bakımdan ülkemizde din sosyolojisi ile ilgili literatür de çok daha sınırlıdır. Gerçi, bu bilimin özellikle İlâhiyat Fakültelerimizde önce kürsü, sonra bilim dalı ve en son olarak da anabilim dalı şeklinde yer alması, hususiyle İlâhiyat çevrelerinde bu alana duyulan ilgiyi arttırmıştır. Bununla birlikte, literatür noksanlığının, bu ilginin sistematik bir bilimsel düşünce ve araştırma geleneğine dönüşmesinde en büyük dezavantajı oluşturduğu muhakkaktır. Her şeyden önce din sosyolojsinin, modern ve sistematik din bilimleri arasında, din olaylarına, dinamik bir bilimsel perspektiften hareketle deneysel sosyolojik bir yaklaşım zihniyetini içermekte oluşuna karşılık, ülkemizde onun genellikle konunun üstatlarının klâsik eserlerine dayalı nakilci ve spekülâtif bir bilgi yığını şeklinde anlaşılması ve özellikle İlâhiyat bilim geleneğinin teorik temayülü, bu alanın ansiklopedik bir bilgi birikimi şeklinde addedilmesi eğilimini de beraberinde sürüklemiş olmalıdır." (Din Sosyolojisi, İnsan Yayınları, İstanbul 2005, s.11) manyetiktir.
Tarih: 2013-12-25 22:00:00 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx